Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Temmuz 2023 tarihinde gerçekleştirdiği Birleşik Arap Emirlikleri ziyareti, Türkiye ve BAE arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açtı. Bu ziyaret sırasında imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri Hükümeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Strateji Ortaklık Çerçeve Anlaşması”, 2023 yılının sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunuldu.
Bu anlaşma, Türkiye’nin enerji sektöründe önemli bir dönemeç oluşturuyor.
Anlaşmanın Özellikleri ve Yatırım Değeri
Anlaşma, BAE’li şirketlerin Türkiye’de nükleer, rüzgar ve güneş enerjisi alanlarında 24 bin 500 MW büyüklüğünde yatırım yapmasını öngörüyor. Bu, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini önemli ölçüde artıracak ve enerji sektöründe 18 milyar dolarlık bir yatırımı temsil ediyor.
Ancak, anlaşmanın bazı maddeleri, Türkiye’nin egemenlik hakları üzerine tartışmaları da beraberinde getirdi.
Egemenlik Endişeleri ve Tepkiler
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener’in değerlendirmelerine göre, anlaşma, Türkiye’nin egemenlik haklarını ihlal edecek nitelikte. Anlaşmaya göre, doğal kaynaklar ve elektrik üretim sahaları BAE şirketlerine öncelikli olarak tahsis edilecek.
Bu durum, Türkiye’nin bağımsız enerji politikalarına olası etkileri nedeniyle endişe yaratıyor.
Yavuzyılmaz’ın Eleştirileri
CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, anlaşmanın Türkiye içinde BAE’ye rant alanları oluşturduğunu ve bu durumun siyasi kapitülasyon olarak nitelendirilebileceğini belirtiyor.
Yavuzyılmaz, anlaşmanın Akkuyu’daki Rusya ile yapılan anlaşmalardan daha fazla imtiyaz sağladığına dikkat çekiyor.
Anlaşmanın Kapsamı ve Projeler
Anlaşma, yenilenebilir ve temiz enerji projeleri, şebeke ve iletim projeleri, termik santraller, tabii kaynaklar ve yeni teknolojiler, enerji verimliliği ve nükleer santral konusunda işbirliklerini içeriyor. Özellikle deniz üstü rüzgar projeleri, yeşil hidrojen ve amonyak üretimi, kombine çevrim gaz türbini enerji santralleri ve temiz kömür yakıtlı enerji santralleri gibi projeler bu anlaşmanın içerisinde yer alıyor.
Yatırımın Geleceği ve TBMM’nin Rolü
Bu anlaşma, Türkiye’nin enerji altyapısını güçlendirecek ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişini hızlandıracak bir fırsat sunuyor. Ancak, TBMM’nin anlaşmayı değerlendirirken, egemenlik hakları ve uzun vadeli enerji politikaları üzerindeki etkilerini dikkate alması gerekiyor.
Anlaşmanın onaylanması, Türkiye’nin enerji sektöründe önemli bir dönüşümün başlangıcını işaret edebilir, ancak bu süreçte egemenlik ve bağımsız politika yapma yeteneğinin korunması kritik önem taşımaktadır.