Gazze’deki trajedi, ABD ile İsrail arasındaki ilişkilerdeki derin çatlağın bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Bu durum, ABD’nin uzun süredir süregelen stratejik politikalarında ciddi bir sapmaya işaret ediyor ve böylece küresel siyasi arenada yeni dengelerin oluşmasına zemin hazırlıyor.
ABD’nin İsrail’e Tepkisi ve Stratejik Hesaplar:
ABD’nin İsrail hükümetine karşı artan rahatsızlığı, özellikle Gazze’de sivillerin korunmasındaki yetersizlikler nedeniyle kendini gösteriyor. Washington, İsrail’e sağlanan modern silahların hızlı bir zafer sağlayacağını umarken, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü sert politikalar, ABD’nin kendi stratejik hedeflerine zarar vermeye başladı.
İsrail’in eylemlerinin açığa çıkması ve bu eylemlerin uzun vadede ABD’nin bölgesel hedeflerine zarar vermesi, Washington’un stratejik hesaplarında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir.
Ortak Savaş Hedefleri ve Taktik Farklılıklar:
ABD ve İsrail’in Gazze’deki savaş hedeflerinde temel bir uzlaşı olduğu görülüyor. Bu hedefler arasında Hamas’ı devirmek ve Gazze Şeridi’ni İsrail askeri kontrolünde bir ‘hapishane kampı’ topluluğuna dönüştürmek bulunuyor.
Ancak, ABD’nin bu süreçte İsrail’in taktiklerine yönelik artan eleştirileri, iki ülkenin arasındaki stratejik ittifakın sınırlarını gözler önüne seriyor.
Bölgesel ve Küresel Etkiler:
Gazze’deki olaylar, ABD’nin bölgedeki itibarını ve stratejik konumunu zayıflatıyor. Washington, BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi’nde giderek yalnızlaşıyor. Ayrıca, ABD içinde ve küresel ölçekte Filistinlilere yönelik artan destek, Washington’un Hamas’a karşı Batı’nın birliğini sağlama ve İsrail’i daha fazla meşruiyet kaybından koruma çabalarını zorlaştırıyor.
ABD’nin Stratejik Hedefleri ve Arap-İsrail Normalleşme Süreci:
ABD’nin bölgedeki en önemli hedeflerinden biri, İsrail ve Arap ülkeleri arasındaki normalleşme sürecini ilerletmek ve özellikle bir İsrail-Suudi Arabistan anlaşmasını sağlamaktır. Ancak, Gazze’deki gelişmeler bu süreci tehlikeye atıyor. Washington, İsrail’in Gazze’deki eylemleri nedeniyle Suudi Arabistan ile normalleşme görüşmelerinin sekteye uğramasından endişe ediyor. Bu durum, Filistin meselesinin ‘çözümüne’ yönelik ABD’nin stratejik planlarını tehlikeye atabilir.