Türkiye’nin derin cüzdanından sızan milyarlarca lira, gizemli bir perde ardında kayboluyor. Devlet bütçesinden dernek, vakıf, birlik ve benzeri kuruluşlara yapılan maddi yardımların boyutları ve bu yardımların alıcılarının gizliliği, kamuoyunda tartışma yaratıyor. 2023 yılında bu kuruluşlara toplamda 1,9 milyar TL aktarılırken, 2021-2023 döneminde bu rakamın 4,1 milyar TL’ye ulaştığı belirtiliyor.
Ancak bu finansal desteklerin hangi kuruluşlara yapıldığı, devlet tarafından açıklanmıyor. Bu durum, şeffaflık eksikliği ve kamu kaynaklarının yönetimi konusunda endişelere yol açıyor.
2023 yılı bütçe gerçekleşme verilerine göre, Ocak ayı 740 milyon TL ile en fazla aktarım yapılan ay olmuş. Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve Aralık aylarında ise toplamda 607,6 milyon TL daha aktarım gerçekleştirilmiş. Bu rakamlar, geçmiş yıllara kıyasla dikkate değer bir artışı gösteriyor. 2021 yılında 769 milyon 830 bin TL, 2022 yılında ise 1 milyar 430 milyon 262 bin TL aktarım yapıldığı kaydedilmiş.
Sayıştay’ın Genel Faaliyet raporlarına göre, bütçeden yardım alan dernek, vakıf, birlik ve benzeri kuruluşların faaliyetlerinin daha şeffaf olması gerektiği vurgulanıyor. Ancak iktidar, bu kuruluşların isimlerini kamuoyundan gizli tutmayı tercih ediyor. Bu gizemli perde, Türkiye’nin mali yönetimine dair soru işaretlerini artırıyor.
Kamu kaynaklarının kullanımı her zaman hassas bir konu olmuştur. Devlet bütçesinden yapılan bu tür aktarımlar, toplumun genel refahı için kullanılmalı ve bu süreç şeffaf bir şekilde yürütülmelidir. Ancak, bu durumun Türkiye’de yeterince sağlanmadığı görülüyor. Bu, sadece mali disiplin açısından değil, aynı zamanda demokratik yönetişim ve hesap verebilirlik açısından da önem taşıyor.
Sonuç olarak, devletin derin cüzdanından sızan bu milyarlar, yalnızca mali bir mesele değil, aynı zamanda demokratik şeffaflık ve kamu yönetiminin sağlığı açısından da ele alınması gereken bir konudur. Kamu kaynaklarının yönetimi, sadece rakamlarla değil, aynı zamanda bu kaynakların nereye ve nasıl harcandığıyla da ilgilidir. Türkiye’de bu konuda atılacak adımlar, hem mali disiplini hem de demokratik şeffaflığı güçlendirecek önemli adımlar olacaktır.