Ankara’nın siyasi ve medya gündemini sarsan bir haber, Çiğdem Toker adı etrafında yoğunlaşıyor. Gazeteci ve yazar Çiğdem Toker, 28 Mayıs’ta FOX TV’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına dair canlı bir seçim programında yapmış olduğu yorumlar sebebiyle hedef tahtasına oturdu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bir ihbarı değerlendirerek Toker hakkında soruşturma başlatma kararı aldı. Bu gelişme, demokrasi ve ifade özgürlüğü çerçevesinde geniş yankı buldu.
Çiğdem Toker, yaşanan süreci ve duygu durumunu sosyal medya hesabı üzerinden takipçileriyle paylaştı. Avukatı eşliğinde Kavaklıdere Karakolu’na gittiğini belirten Toker, soruşturmanın sebebini “28 Mayıs akşamı, FOX TV’de canlı yayımlanan seçim programındaki yorumum üzerine yapılmış bir ihbar” olarak açıkladı. Bu durum, medya dünyasında ve halk arasında büyük bir tartışma başlatırken, gazetecilik mesleğinin sınırları ve ifade özgürlüğü konuları yeniden gündeme geldi.
Toker, hakkındaki ihbarın, “Sözcü yazarı Çiğdem Toker, sandıktan sonuca karşı muhalefet seçmenini sokaklara davet ediyor” şeklindeki bir yorumdan kaynaklandığını belirtti. Ancak Toker, 1 Kasım 2022’den itibaren Sözcü gazetesinde çalışmadığını ve bu nedenle yapılan suçlamaların mesnetsiz olduğunu vurguladı. Gazetecinin ifadesine göre, programda Türkiye’deki seçimler ve demokrasi üzerine genel bir tartışma yapılmış, anayasal hakların kullanımı cezalandırılmaya çalışılmıştır.
Bu olay, Türkiye’de basın özgürlüğü ve gazetecilik faaliyetlerine yönelik baskıların bir yansıması olarak görülüyor. Gazetecilik mesleğinin doğası gereği eleştirel düşünce ve ifade özgürlüğü ön plana çıkarken, bu tür soruşturmaların gazetecilik faaliyetlerine etkisi tartışılıyor. Çiğdem Toker’in durumu, medya etiği ve yargının gazetecilik faaliyetlerine müdahalesi açısından önemli bir örnek teşkil ediyor.
Olayın yankıları sürerken, kamuoyu ve medya çevreleri, ifade özgürlüğü ve demokratik değerlerin korunması konusunda daha fazla bilinçlenme ve duyarlılık çağrısında bulunuyor. Çiğdem Toker ve avukatının süreci yakından takip ettiği, gelişmelerin medya özgürlüğü ve ifade hürriyeti açısından bir test olacağı belirtiliyor. Bu olay, Türkiye’nin demokratik standartlarının ve ifade özgürlüğünün sınandığı bir döneme işaret ediyor.
BİZİ TWİTTER'DAN TAKİP ET ►►►► https://twitter.com/personelilantc
BİZİ TELEGRAM'DAN TAKİP ET ►►►► https://t.me/personelilan
