Gazze Şeridi, son haftalarda yaşananlarla dünyanın dört bir yanından gelen tepkilerin odağında. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılar, Gazze’de derin ve onarılamaz yaralar açtı. Gazze Hükümeti Medya Ofisi tarafından yapılan son açıklamalar, yaşanan felaketin boyutlarını detaylarıyla ortaya koyuyor.
Can kaybı, içler acısı bir şekilde 27 bin 238’e yükseldi. Bu rakamın içinde 12 bin çocuk ve 8 bin 190 kadın bulunuyor; masumiyetin ve savunmasızlığın hedef alındığını gözler önüne seriyor. Ailelerinden ayrı düşen 7 bin kişi ise kayıp; umutlarını ve sevdiklerini arama mücadelesi içindeler.
Sağlık personeli, sivil savunma görevlileri ve gazeteciler de saldırılardan paylarını aldı. Toplamda 339 sağlık çalışanı, 46 sivil savunma görevlisi ve 122 gazeteci hayatını kaybetti. Bu, Gazze’nin zaten kırılgan olan sağlık ve acil yardım altyapısının daha da zayıfladığını gösteriyor.
Yaralıların sayısı 66 bin 542’ye ulaştı; yerinden edilen 700 bin kişi ise bulaşıcı hastalıklarla mücadele ediyor. İsrail’in saldırıları, Gazze’deki sağlık sistemini tam anlamıyla çöküşün eşiğine getirdi. 10 bin kanser hastası yeterli tedavi alamazken, 60 bin hamile kadın sağlık hizmetlerine erişemiyor. Kronik hastalıkları olan 350 bin kişi ilaçsızlık nedeniyle hayatlarını riske atıyor.
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları sadece can kaybına ve sağlık krizine neden olmakla kalmadı, aynı zamanda kapsamlı altyapı yıkımına da yol açtı. İki milyon insanın yaşadığı bu bölgede 140 hükümet binası, 100 okul ve üniversite tamamen yıkıldı. 183 cami ve 3 kilise ciddi hasar gördü, tarihi ve arkeolojik alanlar zarar gördü.
Gazze’de yaşanan bu insanlık dramı, uluslararası toplumu harekete geçmeye ve Gazze halkına acil yardım sağlamaya çağırıyor. Bu trajedi, sadece Gazze’nin değil, tüm dünyanın yarası haline geldi. Gazze’de yaşananlar, uluslararası hukukun ve insan haklarının önemini bir kez daha hatırlatıyor. Bu acıların son bulması için uluslararası toplumun somut adımlar atması ve Gazze halkının yaralarının sarılması için birlikte çalışması gerekiyor.
Gazze’deki durum, insanlık vicdanını sınayan bir kriz olarak tarihe geçiyor. Bu trajedi, gelecek nesillere aktarılacak ve uluslararası toplumun bu tür krizlere nasıl tepki verdiği, insanlık tarihinin önemli bir parçası olacak. Gazze’deki insanlar, yardım ve destek bekliyor; onların sesi olmak ve yaşadıkları acılara dikkat çekmek hepimizin sorumluluğunda.
BİZİ TWİTTER'DAN TAKİP ET ►►►► https://twitter.com/personelilantc
BİZİ TELEGRAM'DAN TAKİP ET ►►►► https://t.me/personelilan
