Gazze Şeridi’nde yaşanan son gelişmeler, tüm dünyanın gözlerini bu küçük ama stratejik bölgeye çevirdi. İsrail ordusunun, bölgedeki Hamas unsurlarına karşı başlatmayı planladığı kara harekatı öncesi, Gazzeli sivillerin yaşadığı korku ve çaresizliği gözler önüne seriyor.
İsrail yönetimi, Türkiye saati ile 16.00’a kadar Gazze’nin kuzeyini terk etmeleri için sivillere 24 saat süre tanıdı. Bu süre zarfında Gazze’den ayrılmak zorunda kalan siviller için iki farklı güzergah belirlendi. İsrail ordusu, bu tahliye yollarının güvenli olduğunu belirtse de, sivilleri taşıyan konvoylar İsrail savaş uçakları tarafından üç farklı noktada vuruldu.
Saldırılarda en az 70 kişi yaşamını yitirdi. Yaralanan 200’den fazla kişi ise, bu vahşi saldırıları ve yaşadıkları dehşet anlarını gözyaşları içerisinde anlattı.
Kara Harekatı Beklentisi ve İlk Saldırılar
Kara harekatının başlayıp başlamayacağı belirsizliği korurken, İsrail güçleri küçük çaplı ilk saldırıyı gerçekleştirdi. İsrail ordusu, özel kuvvetlerin, tank desteği ile Gazze’ye girdiğini ve Hamas’ın kaçırdığı rehinelerden bazılarını ölü olarak bulduğunu duyurdu.
Hava saldırılarında ise Hamas’ın iki üst düzey komutanının öldürüldüğü iddia edildi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Hamas’ın yok edileceğini ve bu saldırıların sadece başlangıç olduğunu belirtti.
Dünya Ne Diyor?
Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar, yaşanan insanlık dramını ve sivillerin göçe zorlanmasını kınadı. Ancak bu kınama ve tespitler, Gazze halkının yaşadığı dramı değiştirmiyor. Gelişmeler, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerinin ve uluslararası hukukun ne kadar göz ardı edildiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Sonuç
Gazze’de yaşananlar, bölgedeki politik ve askeri gerilimin siviller üzerindeki ağır bedelini ortaya koyuyor. Dünya, Gazze sınırına odaklanmışken, bölgedeki insanlar için güvenli ve adil bir çözümün ne zaman sağlanacağı belirsizliğini koruyor.