Hizbullah'ın 3 hükümlü tetikçisi daha tahliye edildi, Can Atalay hala tutuklu

Hizbullah'ın 3 hükümlü tetikçisi daha tahliye edildi, Can Atalay hala tutuklu
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Güneydoğu’yu 1990’lı yıllarda kan gölüne çeviren Hizbullah terör örgütünün hükümlü tetikçilerinden üçünün daha sesiz sedasız tahliye edildikleri ortaya çıktı. Tahliye edilen tetikçilerden biri daha önce tahliyesine karar verilen ve Gaffar Okkan suikastına katılmaktan ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü olan Bedran Salamboğa’nın ağabeyi Mehmet Salih Salamboğa olduğu belirlendi.

Tetikçiler, Diyarbakır merkeze bağlı Güleçoba Köyü Hatuni mezrasında televizyon izlemenin günah olduğu gerekçesiyle 3 köylüyü öldürmekten mahkum olmuşlardı. Mahkeme, cinayet suçlarıyla ilgili itiraflarda bulundukları gözaltı ifadelerinin alındığı sırada avukat bulundurulmadığı için sanıkların müdafii yardımından da yararlanmadıkları için yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluştuğunu tahliye kararına gerekçe gösterdi.

Oysa aynı günlerde tahliye edilen bu üç tetikçinin de ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü olmalarına rağmen tahliye edilmeleri dikkatlerden kaçmadı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, Can Atalay’ın tahliyesine engel olarak hakkındaki mahkumiyet karının kesinleşmiş olmasını gerekçe göstermişti.

Oy çokluğuyla alınan bu karara heyetin bir üye hakimi tetikçilerin tahliye edilmemeleri gerektiği yönünde muhalif kaldı. Üye hakim muhalefet şerhinde, yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yolu olduğunu ve kanunda tahdidi olarak sayılan sebeplere dayanılarak yargılamanın yenilenmesi yoluna gidildiğini belirtti.

Hükümlü Mehmet Nesih Salamboğa’nın başvurusu CMK’da yer alan yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında yer almadığından talebinin reddi ile yine hükümlüler İsmail Yoldaş ile Mehmet Nesih ve Mehmet Salih Salamboğa’nın avukatlarınca verilen dilekçe incelendiğinde taleplerinin CMK’nın 311. Maddesinde öngörülen şartları taşımadığı görüldü. Bu maddeye dayanılarak yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kesinleşmiş bir mahkumiyet kararına dayanması gerekmektedir.

Bu sebeple dayanak gösterilen belgenin de sahteliğinin mahkeme kararıyla belirlenmesi, tanık veya bilirkişinin yalan tanıklık, veya gerçeğe aykırı görüş bildirme suçlarından hüküm altına alınması aranmalıdır. Sahtelik ve yalan tanıklığa ilişkin kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı veya kuvvetli bir delil sunulmadığından yapılan başvurunun CMK’nın 319/1 maddesi uyarınca kabule değer görülmeyerek reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Yargılamanın yenilenmesini düzenleyen CMK’nın 311/1 maddesi yönünden yapılan incelemede ise iddia edilen konulan yargılama aşamasında gündeme getirilip değerlendirildiğinden yeni delil vasfı taşımadığı, ayrıca aynı talebe ilişkin daha önce de mahkememizce karar verilmiş olması nedeniyle yeniden yargılama talebinin reddedilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çokluğun kararına katılmamaktayım.

 
BİZİ TWİTTER'DAN TAKİP ET ►►►► https://twitter.com/personelilantc
BİZİ TELEGRAM'DAN TAKİP ET ►►►► https://t.me/personelilan
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Hizbullah'ın 3 hükümlü tetikçisi daha tahliye edildi, Can Atalay hala tutuklu

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir