Kayseri'nin Yüreğini Dağlayan Dram: 3 Haftalık Melek'in Trajik Sonu

Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde gerçekleşen ve tüm Türkiye’nin yüreğini sızlatan olay, 5 Temmuz 2020 sabahında meydana geldi. Psikolojik sorunları olduğu öne sürülen Ayşe Bülbül, 3 haftalık kızı Melek’i yastıkla boğarak hayatına kıydı. Bu trajedi, Türkiye’nin gündemine otururken, adalet arayışının ve toplumsal sorunların derinlemesine irdelenmesine neden oldu.

Ayşe Bülbül, doğum yapmasının ardından baba evine dönmüştü. Çiftçilik yapan eşiyle birlikte dünyaya gelen Melek, annesinin bu korkunç eylemini engelleyemeyen masum bir kurban oldu. Olayın ardından Bülbül tutuklanarak hızla yargı sürecine dahil edildi.

Kayseri 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı rapor Ayşe Bülbül’ün akıl sağlığının yerinde olduğunu ve cezai ehliyetinin tam bulunduğunu ortaya koydu. Mahkeme sürecinde Bülbül’ün ifadeleri dikkat çekti. Önce “Ağlıyor diye öldürdüm. Cezamı çekmek istiyorum” diyen Bülbül, daha sonra “Ne dediğimi bilmiyorum” şeklinde çelişkili ifadeler kullandı.

Mahkeme heyeti, Bülbül’ü ‘alt soydan akrabayı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ancak sonrasında iyi hal indirimi uygulanarak cezası müebbede düşürüldü ve tutuklanmasına karar verildi. Bu karar, toplumda geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Adalet sistemi, toplumsal değerler ve annelik gibi kavramlar üzerine derin düşünceleri tetikledi.

Bu olay, Türkiye’de yaşanan toplumsal sorunların ve ruh sağlığı konusundaki eksikliklerin bir göstergesi olarak görülmekte. Melek’in trajik ölümü, aile içi şiddet, psikolojik rahatsızlıklar ve adalet sisteminin sorgulanmasına yol açtı. Toplumun bu tür trajediler karşısında nasıl bir tutum sergilemesi gerektiği, rehabilitasyon ve önleyici tedbirlerin önemi daha fazla ön plana çıkmakta.