Kentsel Dönüşüm Politikalarında Önemli Uyarılar

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın son verilerine göre İstanbul’da yaklaşık 8 milyon bağımsız birim bulunuyor ve bunların 1,5 milyonu risk altında. Türkiye genelinde ise 1 milyon 207 bin kentsel dönüşüm başvurusu bulunuyor. Ancak, hâlihazırda bir ekonomik kriz ve yanıtsız kalan kentsel dönüşüm talepleri söz konusu. Milletvekili Ersin Beyaz, bu karmaşık tabloya dikkat çekerek, hızla devam eden kentsel dönüşüm sürecinin ekonomik ve sosyal boyutlarını ele alıyor.

“İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” Şiarı ve Kentsel Dönüşüm
Ersin Beyaz, yaptığı açıklamalarda “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şiarını vurgulayarak, Türk milletinin bin yıllık tarihi boyunca bu prensiple hareket ettiğini belirtti. Beyaz’a göre, insanların malı ve canı devletin koruması altında olmalı; sağlıklı barınma ihtiyacı ve kaliteli yaşam alanına sahip olmak her vatandaşın hakkıdır.

İYİ Parti’nin Yaklaşımı ve Uyarılar
İYİ Parti olarak kentsel dönüşüm sürecini desteklediklerini ifade eden Ersin Beyaz, sürecin aceleye getirilmesinin ve vatandaşların neyle karşı karşıya kalacağının detaylı bir şekilde incelenmemesinin büyük bir risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. “Kanunun ivedilik iddiasıyla alelacele görüşülmesi ve vatandaşımızın neyle karşı karşıya kalacağının üzerinde derinlemesine mütalaa edilmemesi doğru bir yaklaşım değildir,” diyen Beyaz, sürecin şakaya gelmeyecek kadar ciddi olduğunu belirtiyor.

”Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının verilerine göre sadece İstanbul’da 8 milyon civarında bağımsız birim olduğu ve bunların 1,5 milyonunun risk altında olduğu tespit edilmiştir. Yine, ülkemizde 1 milyon 207 bin adet kentsel dönüşüm başvurusu olduğu da bilgiler dâhilindedir.

Her ne kadar görüştüğümüz bu kanun içeriğinde başvuru olsun olmasın bütün bir ülkede hızlı bir kentsel dönüşüm sürecinin başlatılacağını öngörse de hâlihazırda, kentsel dönüşüm taleplerine cevap verilmemiş bir ortam ve ekonomik krizle boğuşan bir süreç herkesçe malumdur. Bu pencereden bakıldığında, kentsel dönüşüm düşüncesi, yaşadığımız büyük deprem ve sel felaketlerinin bilançosundan son derece duygusal değil, ekonomik kaygıları da değerlendirmemiz gerektiğini gün yüzüne çıkarıyor.

Bizler “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” şiarıyla bu topraklarda bin yıldır hüküm süren bir milletiz; insanımızın malı, canı devletin koruması ve gözetiminde olmalıdır, sağlıklı barınma ihtiyacı ve kaliteli yaşam alanına sahip olmak her vatandaşımızın hakkıdır. Bunun içindir ki biz, kentsel dönüşüm sürecinin şakaya gelmeyeceğini biliyor ve İYİ Parti olarak, başta belirttiğim üzere, verimli bir kentsel dönüşüm politikasını destekliyoruz ama kanunun ivedilik iddiasıyla alelacele görüşülmesi ve vatandaşımızın neyle karşı karşıya kalacağının üzerinde derinlemesine mütalaa edilmemesi doğru bir yaklaşım değildir.”