Türkiye’nin konut piyasasında son yıllarda yaşanan dramatik değişiklikler, herkesi şaşkına çevirdi. 2024 yılının başları itibariyle, konut satışlarında 14 yılın en düşük seviyesine tanık oluyoruz. Bu düşüş, özellikle ipotekli satışlarda gözlemleniyor. Peki, bu ani değişimin arkasında yatan sebepler neler? İşte derinlemesine bir analiz.
Son birkaç yılda Türkiye’nin konut piyasası, birçok faktörün etkisi altında dramatik bir dönüşüm geçirdi. 2023 yılında gerçekleşen konut satışları, son 9 yılın en düşük düzeyine indi. İpotekli konut satışları ise 14 yılın en düşük noktasına ulaşarak, yalnızca 177 bin 748 adet oldu. Bu düşüş, toplam konut satışlarında yüzde 17,5’lik bir azalmaya işaret ediyor.
2020 yılında 573 bin 337’ye kadar çıkan ipotekli satışlar, 2023 itibarıyla sadece 177 bin 748’e düştü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020 yılında toplam konut satışlarının yüzde 38,2’sini oluşturan ipotekli satışlar, 2023’te yüzde 14,5’e gerileyerek 14 yılın en düşük seviyesine indi.
Bu dramatik düşüşün ardında yatan ana faktörlerden biri, faiz oranlarındaki artış ve konut fiyatlarındaki yüksek artış oranları. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, konut fiyatları 2023 Kasım ayı itibarıyla son bir yılda yüzde 82,8 oranında artış gösterdi. Son üç yılda bu artış yüzde 656’ya ulaştı. Türkiye genelinde ortalama bir konutun metrekare fiyatı, Kasım 2023’te 30 bin 318,6 TL’ye yükseldi. Bu durum, 100 metrekarelik bir konutun fiyatını 3 milyon TL’nin üzerine çıkardı.
Konut kredisi faiz oranları da dikkate değer bir artış gösterdi. Mayıs seçimleri öncesinde yüzde 16 civarında olan yıllık konut kredisi faizleri, şu an yüzde 42 seviyelerine ulaştı. Artan konut fiyatlarıyla birlikte, bankaların konut kredisi verme politikalarında da değişiklikler oldu. Daha düşük miktarlarda kredi verme eğilimine giren bankalar, aynı zamanda faiz oranlarını da artırdı.
Bu durumun en büyük etkisi, ev sahibi olmak isteyen ancak artan fiyatlar ve yüksek faiz oranları nedeniyle bu hayalini gerçekleştiremeyen vatandaşlara oldu. Özellikle ilk evini almak isteyenler ve gelir seviyesi düşük olan aileler, bu durumdan en çok etkilenen kesimler olarak öne çıkıyor.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin konut piyasasında önemli bir dönemeç oluşturuyor. Artan fiyatlar ve faiz oranları, konut alımını zorlaştırırken, ipotekli satışlardaki düşüş de piyasanın geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor. Uzmanlar, bu durumun uzun vadede hem bireysel tüketiciler hem de genel ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Önümüzdeki dönemde, konut piyasasının bu zorlukları aşabilmesi için alınabilecek önlemler ve stratejiler merak konusu.
BİZİ TWİTTER'DAN TAKİP ET ►►►► https://twitter.com/personelilantc
BİZİ TELEGRAM'DAN TAKİP ET ►►►► https://t.me/personelilan
