Türkiye’nin 2023 bütçesinde kültür ve din hizmetleri için yapılan harcamalar, mali politikaların net bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Genel bütçeden kültür hizmetleri için ayrılan miktar 15,4 milyar TL iken, din hizmetleri için ayrılan bütçe bunun üç katından fazla, 45,2 milyar TL olarak kaydedildi. Bu, toplam 88 milyar TL’lik harcamanın yüzde 51’ini din hizmetleri için yapılan harcamaların oluşturduğunu gösteriyor.
Bu rakamlar, Türkiye’nin mali önceliklerindeki çarpıcı dengesizliği gözler önüne seriyor. Kültürel alanlara yapılan harcamaların düşük seviyede kalması, bu alanda daha fazla destek ve yatırımın gerekliliğini ortaya koyuyor. Kültür hizmetleri için harcamaların aylık dağılımına bakıldığında, en yüksek harcamanın Aralık ayında yapıldığı görülüyor. 2023 yılında bu ayda 4 milyar 15 milyon 61 bin TL’lik kültür hizmeti harcaması gerçekleştirilmiş.
Öte yandan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Türkiye’nin kültür harcamaları 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 88,1 artarak 149 milyar 620 milyon 769 bin liraya yükseldi. Bu artış, kültürel sektörlerdeki faaliyetlerin ve katma değerlerin büyümesine işaret ediyor. Kültürel mal ihracatı yüzde 105,2 artış gösterirken, kültürel mal ithalatı yüzde 110,9 yükseldi. Bu durum, Türkiye’nin kültürel alanda yürüttüğü faaliyetlerin, uluslararası arenada da etkisini artırdığını gösteriyor.
Kültürel istihdam da dikkate değer bir artış gösterdi. 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 6,2 artışla 682 bin kişiye ulaştı. İstihdamda olanların yüzde 61’i 30-54 yaş grubunda, yüzde 29,2’si 15-29 yaş grubunda yer alıyor. Kültürel istihdamda olanların yüzde 38,3’ünü yükseköğretim mezunları, yüzde 35,9’unu lise altı eğitimliler oluşturuyor. Bu veriler, kültürel alanın istihdam açısından önemli bir sektör olduğunu ve genç nüfus için fırsatlar sunduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Türkiye’nin kültür ve din harcamalarındaki bu büyük fark, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaç ve beklentileri arasında bir denge kurma zorunluluğunu ortaya koyuyor. Kültür ve sanatın toplumsal gelişimdeki rolünün altını çizen bu durum, ilgili politika yapıcılarına ve karar vericilere, bu alanlara daha fazla destek ve yatırım yapma çağrısında bulunuyor. Kültür ve din hizmetleri arasında sağlıklı bir denge kurulması, toplumun her kesiminin gereksinimlerini karşılayacak şekilde dengeli bir kalkınma yolunu açabilir.
BİZİ TWİTTER'DAN TAKİP ET ►►►► https://twitter.com/personelilantc
BİZİ TELEGRAM'DAN TAKİP ET ►►►► https://t.me/personelilan
