Merkez Bankası’nın son kararı, politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 40’a çıkardı. Bu kararın ekonomik kulislerde nasıl bir yankı uyandırdığını ve piyasaların bu değişime nasıl tepki vereceğini ekonomi yazarı Çetin Ünsalan ile konuşarak derinlemesine analiz ettik.
Faiz Kararının Değerlendirmesi: Beklentiler ve Gerçekler
Ünsalan, faiz artırımının ağırlıklı olarak kredi kartlarından reeskont kredilerine kadar geniş bir yelpazede sabit bir etki yaratacağını öngörüyor. Yıl sonuna kadar piyasalarda önemli bir hareketlenme beklemediğini belirten Ünsalan, bu faiz oranının, Türkiye’nin yüksek enflasyon oranları karşısında hâlâ yetersiz olduğunu vurguluyor.
Enflasyonun yüzde 61,5 olduğu bir dönemde, yüzde 40’lık bir faiz oranının, hâlâ eksi faiz olduğunu ve Merkez Bankası’nın sembolik bir tavır sergilediğini ifade ediyor.
Piyasaların Geleceği: Enflasyon, Döviz ve Altın Üzerine Tahminler
Ünsalan’a göre, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki değişimlerin, Türkiye ekonomisindeki temel göstergeler olduğunu ve bu karar sonrasında her ikisinin de yükselişe geçebileceğini öngörüyor. Özellikle dolar ve altın fiyatlarının, yurt içi ve yurt dışı gelişmelere bağlı olarak dalgalanacağını ve bu durumun ekonomi üzerindeki etkilerini de detaylandırıyor.
Seçim Ekonomisi ve Geleceğe Yönelik Beklentiler
Ünsalan, Merkez Bankası’nın ve hükümetin açıklamalarının, önümüzdeki dönemde daha popülist bir ekonomi politikasına işaret ettiğini belirtiyor. Seçim ekonomisinin etkileri ve bu durumun vatandaşın cebine yansıyacak sonuçları üzerine düşüncelerini paylaşıyor.
Sonuç ve Öneriler: Ekonomi Yönetiminin Yol Haritası
Makale, Ünsalan’ın ekonomi yönetimine yönelik önerileriyle son buluyor. Enflasyonla mücadelede daha gerçekçi bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini ve Türkiye’nin ekonomik yapısal sorunlarına dair çözümlerin masaya yatırılmasının şart olduğunu vurguluyor.