Merkez Bankası’nın faiz artırımı kararı, Türk ekonomisinin ciddi bir sınavından biriydi. Ekim 2023’te alınan bu karar, Türk Lirası’nın (TL) ABD Doları karşısında 28,1 gibi rekor düşük bir seviyeye gerilemesine neden oldu. Merkez Bankası, yüksek enflasyonla mücadele edebilmek ve ekonomik istikrarı sağlayabilmek adına borçlanma maliyetlerini 500 baz puan artırarak %35’e çıkardı. Bu, Haziran ayından bu yana beşinci kez faiz oranlarının artırıldığı anlamına geliyor.
Merkez Bankası’nın bu stratejik hamlesi, ekonomik büyümeyi teşvik etmekten ziyade enflasyonla mücadeleye odaklanmayı içeriyor ve politika faizinde 2.650 baz puanlık önemli bir artışı temsil ediyor.
Türk Lirası’nın sürekli değer kaybı, artan vergi ve harçlarla birleştiğinde enflasyonu daha da yükseltti. Bu durum, daha sıkı bir para politikası karşısında bile Türk vatandaşlarının tasarruflarını aşındırdı. 2023 yılı başından bu yana lira, ABD Doları karşısında %50’nin üzerinde değer kaybederken, enflasyon oranı da %60’ın üzerine çıktı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim 2023 toplantısında, enflasyon beklentilerini kontrol altına almak ve Türkiye ekonomisinde enflasyonu düşürmeye yönelik çabaları sürdürmek amacıyla gösterge bir hafta vadeli repo faiz oranını 500 baz puan artırarak %35’e yükseltti.
Bu hamle, TCMB’nin 2003’ten bu yana en yüksek nominal borçlanma maliyetlerine ulaştığını ve para politikasının normalleşme sürecini, aşırı gevşek reel faiz oranlarının ardından uzattığını gösteriyor.
Üçüncü çeyrekte enflasyon, artan ücretler ve zayıflayan lira nedeniyle politika yapıcıların beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. TCMB, önceki faiz artışlarının doğrudan yabancı yatırımları olumlu etkilediğini düşünüyordu lakin hiçde öyle olmadı. Zira döviz rezervleri, her geçen ay büyüyen cari açık karşısında erimeye devam etti.
BİZİ TWİTTER'DAN TAKİP ET ►►►► https://twitter.com/personelilantc
BİZİ TELEGRAM'DAN TAKİP ET ►►►► https://t.me/personelilan
