Türkiye’nin sağlık sistemi, son dönemde ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Şehir hastaneleri, modern tıbbi altyapıları ve geniş hizmet kapasiteleriyle öne çıksa da, gerçekte vatandaşlar için sağlık hizmetlerine erişim her geçen gün daha zor bir hale geliyor. Özellikle salgın hastalıkların yaygınlaşmasıyla birlikte, hastanelerin polikliniklerinde yaşanan yoğunluk, randevu almanın neredeyse imkansız bir hale gelmesine yol açıyor.
Vatandaşların en büyük şikayetleri arasında, muayene için aylarca beklemek zorunda kalmaları yer alıyor. Poliklinik koridorlarında oluşan uzun kuyruklar ve izdiham, hem enfeksiyon riskini artırıyor hem de hastaların ve sağlık çalışanlarının stresini yükseltiyor. Bu durum, tedaviye erişimde ciddi adaletsizlikler yaratıyor ve özellikle yoksul kesimler için sağlık hizmetlerine erişimi daha da zorlaştırıyor.
MR ve Ultrason gibi önemli tıbbi görüntüleme hizmetlerinde de benzer sıkıntılar yaşanıyor. Vatandaşlar, bu tür hizmetler için aylarca, hatta yıllarca beklemek zorunda kalabiliyorlar. Acil durumlar bile bu bekleyiş süresini azaltmıyor, bazı durumlarda tanıdık veya referans bulmak gerekebiliyor.
Bu durum, sağlık sistemine olan güveni zedeliyor ve vatandaşlar arasında “hastalanmaya bile korkar hale geldik” gibi ifadelerin kullanılmasına neden oluyor. Sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan bu sorunlar, Türkiye’nin sağlık sistemi için ciddi bir uyarı niteliğinde. Vatandaşlar, daha iyi sağlık hizmetleri ve adil bir erişim umuduyla yetkililerden çözüm bekliyor.