Türkiye’de Meme Kanseri Görülme Yaşı Dünya Ortalamasının 10 Yıl Altında

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesi Başhekimi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfi Doğan, meme kanserinin, Türkiye’de görülme yaşının, dünya ortalamasının 10 yıl altında olduğunu belirtti.

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesince, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla etkinlik düzenlendi. Söz konusu etkinlikte, meme kanserine ilişkin bilgilendirici açıklamalarda bulunuldu, erken tanı, tarama yöntemleri ve tedavi seçenekleri uzmanlar tarafından değerlendirildi, katılımcıların soruları cevaplandı.

Prof. Dr. Doğan, meme kanserine ilişkin yaptığı açıklamada, meme kanserinin görülme sıklığının dünyada her geçen gün arttığını kaydederek; “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 20 milyon kadına teşhis konulacağı biliniyor ve her 7-8 kadından birinin meme kanseri olacağı öngörülüyor.” ifadelerine yer verdi.

Rakamların yüksekliğinden dolayı meme kanserinin ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Doğan, meme kanseri gelişmesinde çeşitli faktörlerin etkisi hakkında da konuştu. Prof. Doğan, “Özellikle obezite, endüstriyel beslenme, hareketsiz yaşam, kadın başına düşen doğum sayısının azalması, emzirme süresinin kısalması ve ilk doğum yaşının ileri yaşlara kayması artışın faktörleri arasındadır.” dedi.

“Erken teşhisin temeli farkındalıktır”

Meme kanserinin önlenebilir ve de erken tanı konması halinde tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu aktaran Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü; “Erken teşhisin de temeli farkındalıktır. Herkesin bu kanserin 20-30’lu yaşlarda da ortaya çıkabileceğinin bilincinde olması ve belirtilerin iyi bilinmesi lazım. Meme dokusunun içinde ağrısız sert kitle, meme cildinde içeri çekilme, yumru, meme başından kanlı akıntı gibi belirtiler halinde zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Ayrıca, 40’lı yaşlardan itibaren klinik muayene, Kanser Erken Teşhis Merkezlerinde 2 yılda bir mamografi yaptırılması ve 20’li yaşlardan itibaren de kendi kendine meme muayenesinin öğrenilerek uygulanmasıyla kesinlikle erken teşhis konulabilir.”

Koronavirüs pandemisiyle biraz sekteye uğrasa da sonrasında toplumsal taramaların hız kazandığını ve taramalara katılan kadın sayısının büyük oranda arttığını belirten Doğan, açıklamalarına şöyle devam etti; “Net olarak, bin kadın tarama programına girdiğinde yaklaşık 10 kadının meme kanserine bağlı hayatını kaybetmesinin önlenebileceğini söyleyebiliriz. Meme kanseri ülkemizde, dünyadaki ortalama görülme yaşından 10 yıl daha erken görülüyor. Hastalık, gençlerde biyolojik özellikleri bakımından ileri yaştakilere göre biraz daha farklı seyrediyor. Dünyada, meme kanserinin görülme yaşı ortalama 61 iken Türkiye’de 51 gibi. Bunun sebebi, Batı toplumlarıyla bizim hem genetik farklılığımızdan hem de yaşam tarzından kaynaklanabiliyor. Biz, büyük oranda Orta Doğu, Uzak Asya grubuna benzer bir kuşakta yer alıyoruz ama Kuzey Amerika, Avusturalya ve Batı Avrupa’da yaş biraz daha ileride. Ancak günümüzdeki tedavi seçenekleriyle gençlerde daha agresif olan türler de çok iyi sonuçlarla tedavi edilebiliyor.”

Meme kanserinin kişiye özel tedavi edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, mevcut tedavilerin yanı sıra bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesine dayanan immünoterapinin tedavide yeni ufuklar açtığına değindi. Doğan, “Bu tedavi, kesinlikle sağ kalım oranlarını ileri çeken bir yöntemdir.” diye konuştu. (Kaynak: AA)